-
1 выкапывать
-
2 откапывать
-
3 отрывать
I несов.; сов. - оторва́ть1) (пуговицу и т. п.) koparmakоторва́ть переплёт (кни́ги) — kitabın kabını sökmek
2) безл. kapmak; götürmek, uçurmakему́ маши́ной оторва́ло па́лец — makine parmağını kaptı
3) врз ayırmak, koparmakоторва́ть ребёнка от ма́тери — çocuğu abesinden ayırmak / koparmak
отрыва́ть тео́рию от пра́ктики — teoriyi pratikten koparmak
оторва́ть проти́вника от земли́ — спорт. rakibin ayağını yerden kesmek
тема́тика ле́кций была́ ото́рвана от жи́зни — konferans konuları yaşama uzak ve yabancıydı
4) alıkoymakII несов.; сов. - отры́тьотрыва́ть кого-л. от рабо́ты / де́ла — işinden alıkoymak
( откапывать) (kazarak) topraktan çıkarmak••отрыва́ть око́пы — siper kazmak
-
4 вырывать
sökmek,koparmak,yolmak* * *I несов.; сов. - вырва́ть1) kanırmak; sökmek; koparmak; yolmak (траву, перья)вырыва́ть что-л. из рук — elinden kapmak
вы́рвать зуб — dişi çekmek / çıkarmak
вы́рвать гвоздь — çiviyi kanırmak / sökmek
вы́рвать страни́цу — bir sayfa koparmak
2) перен. koparmakвырыва́ть усту́пки — taviz koparmak
э́ти слова́ вы́рваны из конте́кста и искажены́ — bu sözler metnin bütününden koparılıp çarpıtıldı
••II несов.; сов. - вы́рытьвы́рвать что-л. из се́рдца — kalbinden sokup atmak
1) (яму и т. п.) (kazarak) açmak2) ( извлекать) ( topraktan mezardan) çıkarmak
См. также в других словарях:
köklemek — 1. i Sazı kurmak 2. i 1) Ağaç veya bitkiyi kökü ile birlikte topraktan çıkarmak, kökertmek 2) Toprakta kalan bitki köklerini ayıklamak 3) Bağ çubuklarını veya fidanları köklendirip dikmek 4) Minder, şilte vb.nin iki yüzünü yer yer dikişlerle… … Çağatay Osmanlı Sözlük
aslına bakarsan — doğruyu, gerçeği aramak, görmek Ömrü savaş içinde geçer insanın, aslına bakarsan, ekmeğini topraktan çıkarmak için. A. Erhat … Çağatay Osmanlı Sözlük
göz — is., anat. 1) Görme organı 2) Bazı deyimlerde, görme ve bakma Gözden geçirmek. Gözden kaybolmak. Göz önünde. Gözü keskin. 3) Bakış, görüş Bu sefer alacaklı gözüyle baktım. 4) Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak Asıl felaket bu pınara sırt… … Çağatay Osmanlı Sözlük